© Aydın Şafak

Çerçioğlu yönetim anlayışının “Susurluk Kazası”… AK Parti’nin imtihanı…

Artık lafı dolandırmaya gerek yok. Aydın’da yaşananlar bir “talihsiz trafik kazası” değildir. Aydın’da yaşanan, siyasi güçle hukukun ezilmesi, kamu vicdanının ise alenen test edilmesidir. Bu işin merkezinde Özlem Çerçioğlu anlayışı vardır.

İki hafta önce asaleten genel sekreter yardımcılığına getirilen Muttalip Özsemerci’nin, gece iki sularında karıştığı ve yaralamalı olduğu iddia edilen trafik kazası, Çerçioğlu belediyeciliğinin fotoğrafıdır.

Araç ters dönmüş, içerisi kan gölü, yaralılar var; fakat ortada net bir sürücü yok. Sonradan gelen bir şoför “ben sürüyordum” diyor, polis memuru bunu hayatın olağan akışına aykırı buluyor. Daha da vahimi, “AK Partiliyiz, işlem yapamazsınız” denildiği iddiası Aydın sokaklarında konuşuluyor.

Burada duralım. Eğer bu söz söylendiyse -ki yalanlayan tek bir resmî açıklama yok- bu, siyasi nüfuz kullanarak adli süreci etkileme teşebbüsüdür. Bunun adı kazadan kaçmak değil, devletten kaçmaktır.

Özlem Çerçioğlu’nun Siyasi Sicili

Özlem Çerçioğlu’nun yönettiği Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde hukuk uzun süredir istisnadır. Zimmet, sahtecilik, görevi kötüye kullanma, rüşvet iddiaları… Hepsi var. Ama sonuç yok. Çünkü bu iddiaların muhatapları Çerçioğlu’nun “yapılanması” içindedir. Kim kime hesap soracak?

ASKİ Genel Müdürü iki ayrı dosyada, ikisi de bir yılın üzerinde olmak üzere “görevi kötüye kullanma” cezası alıyor.

Normal bir hukuk devletinde ne olur?

İdari soruşturma açılır, görevden el çektirilir.

Aydın’da ne oluyor?

Görevde tutuluyor, ardından asaleti veriliyor.

Bu karar kimin isteğiyle oluyor?

Özlem Çerçioğlu’nun.

Genel Sekreter Ertuğrul Yamen, evrakta sahtecilik ve zimmet suçlamalarıyla yargılanıyor, suçu itiraf ediyor. Yıllarca dosya kapalı tutuluyor. Açığa alınması gerekirken taltif ediliyor. Bunun da siyasi sorumlusu bellidir: Özlem Çerçioğlu.

Bu tablo tesadüf değildir. Bu tablo bir yönetim anlayışıdır.

Bir caddeye sekiz kere asfalt döküldü diye para alınıyor, ancak bir kere bile dökülmüyorsa bunu soracak kişi Özlem Çerçioğlu’dur. Siyasi anlamda muhalefet, adli olarak savcılık; ama Aydınlı adalete hasret. Herkes susuyor.

İddialar orta yerde duruyor.

Aylardır soruyoruz: Özlem Başkan, şu ASKİ müdürüne sor bakalım, 1 milyon nüfuslu Aydın nasıl olur da 5 milyonluk İzmir’den fazla klor kullanır? Ve neden hep aynı firmadan alınır? Genel Müdürüne sor. Kamuoyuna da açıkla, fena mı olur?

14 milyonla başlanan Aydın Tekstil daha yarısındayken nasıl 1,5 milyar harcanır? Kızmaca yok; o parayı baba evinizden getirmediniz. Benim ve benim gibilerin parası o.

Yıllarca neler sorduk; bir biz değil, AK Partili Mehmet Erdem’den Mustafa Savaş’a, Umut Tuncer’e kadar… Tek cevap yok.

Muttalip Özsemerci Nasıl Kurtulur?

Özlem Çerçioğlu ve yapılanması kurtarma, kollama, örtbas etme kararını çoktan almış.

Şimdi soralım:

Muttalip Özsemerci bu kazadan sonra nasıl hiçbir şey olmamış gibi sabah mesaisine başlayabiliyor? Nasıl oluyor da “olayı ben de basından duydum” rahatlığını sergileyebiliyor? “Benimle uzaktan yakından ilgisi yok” diyebiliyor?

Çünkü ona ezberletilen replik bu. Kurtarma senaryosu çalışılmış bile. Kurtarılacağından çok emin.

Kime mi güveniyor? Önce Dr. Kadir Karakoç’a güveniyor; çünkü yapılmışı var hesabı.

O da gece yarısı belediye aracıyla birkaç bayanla kaza yapıyor. O da kaçıyor ama vatandaş karga tulumba yakalayıp dersini veriyor.

Kim durdu doktorun arkasında? Çerçioğlu.

Özsemerci’deki rahatlık nereden geliyor?

Tabii ki arkasında Çerçioğlu olduğundan.

Ve artık görünen o ki, AK Parti de bu yükleri paylaşmaya zorlanmaktadır.

Bu kazanın yaralamalı olduğu iddiası doğruysa -ki aksini ispatlayan hiçbir resmî açıklama yok- ayrıca araçta iki bayanın olduğu yönünde kuvvetli iddialar varsa; kaza yerinin yakınlarında içkili bir eğlence mekânından dönüş söz konusuysa…

Biliyorsunuz, Özsemerci’nin Efeler Belediyesi’nde başkan yardımcısı olduğu dönemde belediyeden bayan personellerle pavyona gittiği tespit edilince Anıl Başkan kulağından tuttuğu gibi kapının önüne koymuştu.

Bu kazanın tüm ayrıntılarına ulaşmak devlet görevlileri için işten bile değildir.

Savcılığın resen harekete geçmesi gerekir.

Kan örnekleri, HTS kayıtları, kamera görüntüleri…

Bunların tamamı toplanmadan dosya kapatılırsa, bu yalnızca belediyenin değil, siyasi olarak AK Parti’nin de ortak olduğu bir örtbas olur.

AK Parti desteği olmadan bu dosya kapatılamaz.

AK Parti’ye Açık Soru

Buradan açıkça soruyoruz:

Aydın’da hukuk işlemeyecek mi?

AK Parti rozeti, yaralamalı trafik kazasında bile zırh mı olacak?

Mehmet Erdem ve AK Parti Aydın yönetimi bu dosyada nerede duruyor?

Büyük bir sınav bekliyor Cumhur İttifakı’nı. Günahları görmezden gelmekten, günahlara ortak olmaya evrilecekler mi, göreceğiz.

Bu konularda sessizlik devam ederse artık bu “sükûnet” değil, sorumluluk ortaklığıdır.

AK Parti’ye geçişi ilkesel olmayan Özlem Çerçioğlu’nun, bugün AK Parti’yi de kendi siciline ortak etmeye çalıştığı çok açıktır.

Belediye kadrolarını asaleten doldurması, Cumhur İttifakı’na tek bir alan bırakmaması, bir müdürlüğü dahi layık görmediği hâlde buna rağmen “dokunulmazlık” beklentisi içine girmesi bir meydan okumadır.

AK Parti kulislerinde konuşulanlara göre; Çerçioğlu’nun İYİ Parti ile arka kapı diplomasisi yürüttüğü, MHP’yi devre dışı bıraktığı ve olası bir iktidar değişiminde kendini ve yapılanmasını koruyacak yeni bir şemsiye aradığı iddia ediliyor.

Şöyle ki; Çerçioğlu siyasi hayatı boyunca tek yere yatırım yapmaz. Özellikle ekonomi nedeniyle AK Parti’nin iktidar şansının zayıf olduğunu düşünen Çerçioğlu’nun, İYİ Parti’yi yedeğinde tutarak olası CHP-İYİ Parti şemsiyesi altında; Zafer Partisi, Anahtar Partisi koalisyonunda bir pozisyon alarak kendini ve yapılanmasını korumayı düşündüğü AK Parti kulislerinde dillendiriliyor.

MHP’yi refüze etmesi, MHP içinde Burak Pehlivan ile iş tutması, İYİ Parti ile Kuşadası’ndaki iş birliği bu iddiaları gittikçe güçlendiriyor.

AK Parti’ye emek vermiş akil insanlar ise Çerçioğlu için parti değiştirmenin çok basit olduğunu; ilkesel manada hiçbir partiyle uyum sağlayamayacağını düşünüyorlar; “23 yıllık partisini bırakıp bize gelen birinin, seçim gecesi duruma göre yine parti değiştirmesini yadırgamayız” diyorlar.

Bu kaza aslında Çerçioğlu yönetim anlayışının “Susurluk kazasıdır.”

Son Söz: Bu İş Burada Bitmez

Aydın halkı artık şunu görüyor:

Bir başhekim alkollü yakalanınca görevden alınabiliyor.

AK Parti siyaset okulu birincisi Bitki Koruma Genel Müdürü çok basit bir usul hatasında kınama cezası aldığı için koltuğunu kaybedebiliyor.

Ama Özlem Çerçioğlu’nun çevresindekilere hiçbir şey olmuyor.

Kanunlar askıya alınıyor.

Bakın, bizzat şikâyetçi oldum. Bir memur suç işlediğinde idari soruşturma açmamak Çerçioğlu için keyfî bir durum değildir. İdari soruşturma açmamak, Çerçioğlu için görevi kötüye kullanmaktır.

İşin garibi, gelen mülkiye müfettişi de “Evet, haklısın; Çerçioğlu suç işlemiştir” diyor. Ama sonuç yok. İlerleme yok. Aynen on yıla yaklaşan dava dosyaları gibi…

Bu sürdürülebilir değildir.

Bu bir trafik kazasıdır ama sıradan bir kaza değildir. Bu bir siyasi sorumluluk ve hukuk sınavıdır. Ve bu sınavda sınıfta kalanlar, günün sonunda kara tahtaya yazılacaktır.

Herkes şunu bilsin:

Hukuku bu kadar zorlayanlar, günü geldiğinde sandıkta da, adliyede de bunun bedelini öder.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER