“Yolsuzluk Kraliçesi”ni Aklama telaşı…
ÖZEL HABERÖzlem Çerçioğlu hakkında yıllar boyu hakkında “Yolsuzluk Kraliçesi – Troliçe – FETÖ’cü – Çerçioğlu’nun beslemeleri dahil her türlü başlıkları manşetlerine taşıyan havuz medyası, Özlem Çerçioğlu'nu aklama telaşına düştü.
AYDIN ŞAFAK ÖZEL DOSYA HABERİDİR
Somut deliller, tarafsız kişiler tarafından incelendiği anda on milyarlarca liralık yolsuzluğu herkesin gözünün içine baka baka gerçekleştirdikleri aleni olan Çerçioğlu ailesi ve ailesinin yaptıklarını aklama çabasındaki havuz medyası, her zaman olduğu gibi Çerçioğlu cephesinden üretilen gerçek dışı beyanları mağdurmuş gibi aktarmaya çalışıyor.
Aydın Şafak Gazetesi tarafından önceki haberlerinde daha seçim öncesi Sabah ve Yeni Asır'ı da bünyesinde bulunduran grupla 6 milyon liralık reklam anlaşması yaptığı ortaya çıkartılan Çerçioğlu hakkında, bu grup Çerçioğlu elemanları pazarlarda vatandaş dövmesine rağmen yayınlamamıştı.
BATIK JANTSA NASIL UÇTU
Aydın Şafak Gazetesi uzun yıllardır gündemde olan batık tanımlı aile şirketi Jantsa ile ilgili halk ve ilgili çevrelerde yaptığı araştırmalarda, çok ilginç bilgi ve iddialara ulaştı.
Şirket çok hissedarlı olarak kurulmuştu. Zaten kuruluşundan itibaren babaları Şefik Çerçioğlu tarafından çok sayıda vatandaşın mağdur edilerek aile şirketine dönüştürülmesi sonucu, diğer tüm hissedarlar çırak çıkarılmıştı. Hala yörede şirketin aile şirketine döndürüldüğü sırada yaşanan ayak oyunları, herkesçe bilinen ve hala dillerde olan iddiaları içeriyor.
Özlem Çerçioğlu'nun belediye başkanı seçilmesinden önce sadece 49 kişinin çalıştığı şirketin batık olduğu iddiaları, iş ve siyaset dünyasında herkesin bildiği konuydu.
Ulaşılan bilgiler arasında yer alan bir iddia, aslında Özlem Çerçioğlu ile AK Parti arasındaki bağların, Jantsa üzerinden çok eskilere dayandığını açığa çıkarıyor.
İflas noktasındaki fabrika için İŞ Bankası dahil diğer bankalara yapılan başvurulardan red çıkınca Özlem Çerçioğlu - Ercan Çerçioğlu ve Aydın Belediyesi o dönem Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Küçükerol tarafından ziyaret edilen Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Savaş tarafından Halk Bankası’ndan çıkarılan yüklü kredi desteği ile, fabrika kurtarılmıştı.
Bu yıllarca saklanılan gerçek, AK Parti - MHP cenahına yakınlığıyla bilinen Ahmet Gözen tarafından, hemen seçim öncesi asfalt dosyasındaki çok büyük yolsuzluk iddialarıyla birlikte kaleme alınmıştı. Yine Ahmet Gözen yazılarında Özlem Çerçioğlu'nu asfalt dosyalarında milyarlarca lira boyutundaki yolsuzlukla itham etmişti. Hatta Mansur Yavaş'ın birim fiyat olarak 25 dolara yaptırdığı işleri Özlem Çerçioğlu'nun 250 dolara yaptırdığını defalarca yazmıştı.
Ardından Ahmet Gözen bir anda yine saf değiştirmiş, Çerçioğlu'nun transferi öncesi Çerçioğlu cephesinden kaleme alındığı herkesçe dile getirilen yazısında “Tayyip ve Emine Hanımın kızı gibidir. AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem'de bu duruma karşı çıkmamalı yoksa milletvekiliğinde olduğu gibi siyasi çöp haline gelir” özetinde, üstü örtülü siyasi tehdit mesajlarını dile getirmişti.
Hem Millet hem Cumhur İttifakının kutuplaştırıldığı bu dönemde AK Parti'nin tiyatroda kullandığı diğer figür Mustafa Savaş ise üç dönem AK Parti Aydın Milletvekili ve BŞB Adayı olarak Çerçioğlu'nun karşısına konulmuştu.
“FABRİKA KARA PARA AKLAMA YERİDİR” İDDİASI
Bu iddia ise Aydınlı GazeteCi ve Çerçioğlu cephesi tarafından sürekli AK Partili olmakla eleştirilen Gazeteci Emin Aydın tarafından dile getirilmişti.
Emin Aydın imar ve ihalelerden elde edilen haksız kazançların yani halk diliyle rüşvetlerin, Aydın BŞB’nin evrakta sahtecilikten yargılanan Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen tarafından Jantsa'da Ercan Çerçioğlu'na teslim edildiğini bir yazısında kaleme almıştı.
Emin Aydın aynı zamanda bu haksız kazanç yani rüşvet çarkının puanlamasını da kamuoyuyla paylaşmıştı.
Emin Aydın'ın kaleme aldığı yazılarda toplanan rüşvetlerin 15'e pay edildiği, 8 payının Çerçioğlu ailesine gittiğini, diğer payların ise işi getiren ve imzaları atan kişiler arasında konumuna göre dağıtıldığını, bu çarkın da Jantsa fabrikasında döndüğü yer alıyordu.
SEKRETERİ BİLE 150 MİLYONLUK KAÇAK MALİKANEDE OTURUYOR
Yıllar boyu ve de sürekli olarak hakkında başta iktidar medyası tarafından “Yolsuzluk Kraliçesi” ilan edilip şimdi “güzellik kraliçesi” gibi lanse edilmeye çalışılan Özlem Çerçioğlu'nun sekreteri Gökçen Çavuşoğlu üzerine, değeri yüz milyonlarca lira ile ölçülen kaçak malikane bulunuyor.
Aydın - Efeler İlçesi - Kızılcaköy Mahallesi'nde bulunan yaklaşık on dönüm zeytinlik alanda hangi parayla inşa edildiği belli olmayan yüzme havuzlu kaçak malikanenin etrafı dışarıdan görülmeyecek şekilde çevrilmişti.
CİMER'e yapılan şikayetler sonrası malikânenin kaçak olduğu, alanın zeytinlik yasasına tabi bulunduğu, kaçak malikannenin yıkılması, para cezası verilmesi ve aynı zamanda Gökçen Çavuşoğlu'nunn hapis cezasıyla cezalandırılması gerektiği yasalar gereğiydi. Hatta yalancı tanık ve yalan beyanlar yanında gerçek dışı belgeler yani evrakta sahtecilik ile kaçak malikane yasal zemine oturtulmaya çalışılmış, Aydın Şafak Gazetesi'nin skandalı ortaya çıkarmasıyla bu girişim engellenmişti.
Eğer yasal zemine oturtulabilseydi o zeytinlik alana yaklaşık 16 müstakil veya 32 bitişik villa oturtulacaktı. Bitişik villaların tanesinin en az 20 milyondan satıldığı düşünülürse, Çerçioğlu'nun sekreteri ve eşine o yörede yüzde 46 gibi arsa payı verildiği düşünülürse, yaklaşık 300 milyonluk bir rant sağlanacaktı.
Kamuoyunun aydınlatılması açısından Gökçen ve Ozan Çavuşoğlu konusunda bazı temel bilgileri halkımıza aktarmakta yarar görüyoruz.
Aslen Tuncelili olduğu belirtilen Gökçen Çavuşoğlu, sanatçı Onur Akın'ın yeğeniydi. Aydın BŞB’de önce taşeron işçi statüsünde işe başlamıştı. Daha sonra ise istisnai kadrodan Özel Kalem Müdürü yapılmıştı.
Eşi Ozan Çavuşoğlu, taş döşeme işçisi olarak Aydın Belediyesi zamanında işe girmişti. Bunun yanında akşamları Aydın'ın tarihi mekanlarından Eski Eserleri Sevenler Derneği'nde ek gelir olarak garsonluk yapıyor, içki servisinde bulunuyordu. Daha sonra ikili evlendikten sonra önceleri Özlem Çerçioğlu aleyhine haberler servis eden Ozan Çavuşoğlu daha sonra çok kişinin ayağını kaydırdı ve eşiyle birlikte biri Çerçioğlu'nun sekreteri, diğeri ASKİ gölge müdürü ve Çerçioğlu'nun paralel kolluk gücü görevini üstlenmişti.
Daha sonra yürü ya kulum diyen ikili yüz milyonlarca lira değerinde mal sahibi oldular. Sadece kaçak malikane için en az yüzelli milyon değer biçildiği düşünülürse, lüks yaşam içinde yüzen ikilinin imardan, ihaleye Aydın'da nasıl bir konuma ve neden yükseltildiklerinin sorgulamasını artık vebali boyunlarında olan AK Partililer ve halkımıza bırakıyoruz.
VALİLİK KORUMASINDA SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ
Geldiği ilk günlerde fakir fukara ya da halka yönelik hiç bir kurumu ziyaret etmeyen Aydın Valisi Yakup Canpolat, doğrudan Jantsa Fabrikasını ziyaret etmiş, ailenin kendi himayesinde olduğu mesajını vermişti. İşte ilgili haber;
https://www.sesgazetesi.com.tr/vali-canbolattan-jantsaya-ziyaret-17497128
Aynı Aydın Valisi Canpolat Gökçen Çerçioğlu'na ait kaçak malikanenin tarafından mühürlendiğini belirtse de yapılan tespitlerde Çerçioğlu'nun sekreteri Çavuşoğlu ailesinin hangi parayla yaptırdıkları bilinmeyen kaçak malikânede sefa sürmeye devam ettikleri açığa çıkmıştı.
Bunun yanında Çerçioğlu'nun sekreterinin eşi ve adı hükümlülerden kurduğu ve yeraltı dünyasındaki bazı gruplarca desteklenen yapılanması ile hedef gösterilen kişilerin tehdidi – şantajı - darbı gibi olaylara karıştığı, pek çok haber ve de şikayete konu olmuştu.
Eski Aydın BŞB bürokratlarından İbrahim Gürdal, kendisinin kaçak malikaneyle ilgili haberleri nedeniyle Ozan Çavuşoğlu tarafından ölümle tehdit edildiğini açıklamıştı. Bu skandal haberler de manşetlere taşınmıştı.
Bunun yanında Çerçioğlu’nun diğer kolu Aydın BŞB Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen, evrakta sahtecilik yoluyla kamuyu dolandırdığını kendi itiraf etmesine rağmen gerekli yasal yaptırımlar uygulanmak yerine, asil kadroya terfi ettirilmişti.
Aydın Valisi Yakup Canpolat evrakta sahteciliğin idari raporlarda görevi kötüye kullanmaya çevrilmesinde alt kademede yapılan soruşturmaya sessiz kalarak, suçun aklanmasına yönelik göz yummakla eleştiriliyordu. İlgili haberlerimizden iki örnek; https://www.aydinsafak.net/haber/aydin-bsb-suc-uretim-merkezi-gibi-148 https://www.aydinsafak.com/haber/aydin-valiligi-suc-aklama-merkezi-mi-7216
Aydın Valisi Yakup Canpolat ile Özlem Çerçioğlu tarafından gerçekleştirilmeye çalışılıp daha sonra yaklaşık on milyar lira boyutunda olduğu ortaya çıkan diğer bir imar rant vurgunu ise, Kuşadası İlçesi Davutlar Mahallesinde yaşanmıştı.
Vurgunun yıllara sarih hayata geçirilmesi, şu şekilde olmuştu;
Halktan camilere yardım adına kurulan çeşitli vakıf ve derneklerce Davutlar Bölgesi kıyı şeridine, yeşil alan olarak geçen yerler satın alınmıştı. Daha sonra bu Dernek ve Vakıflar lağvedilmiş, kontrol Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne geçmişti.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Aydın Valiliği’ne önceki yıllarda yapılan başvurular sonrası Vali Canpolat döneminde, Özlem Çerçioğlu ile birlikte alanın yeşil alandan ticaret ve konut alanına çevrilmesi çalışması yapılmıştı.
Çerçioğlu'nun da Aydın BŞB kanadında işlemleri yürüttüğü büyük vurgun, Kuşadası Belediye Meclisi tarafından, halkın yoğun tepkisiyle reddedilmişti.
Eğer alan yeşil alandan Ticaret ve Konut Alanına çevrilseydi, on milyarlık bir vurgun söz konusu olacaktı.
Bazı yayın kuruluşları bu girşiminin arkasında Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek olduğunu haber yapmışlardı.
İşte Aydın Şafak Gazetesi ve diğer yayın organlarının ilgili haberleri; https://www.aydinsafak.com/index.php/imar-vurgununda-tuyler-urperten-iddialar-7719 https://www.aydindenge.com.tr/aydin/03/05/2025/cercioglundan-tarikat-vakiflarina-imar-kiyagi?ysclid=mefqs0lcde628320535
İMAR RANTININ ASIL YUVASI ÇERÇİOĞLU YAPILANMASI VE AYDIN BŞB MECLİSİDİR İDDİASI VE ÇERÇİOĞLU YAPILANMASI İLE SİYASET, MAFYA BAĞLANTILARI…
Kendisini aklamak adına imar yalanlarına sarılan Özlem Çerçioğlu'nun kentte ada bazında imar çalışması yapmak yerine parsel bazında değişimlerle milyarlarca liralık haksız imar kazancı sağladığı, yine çok sayıda delilli haberde gündemdeydi.
Yasalara göre zaten 1/5000 ölçekli nazım imar planlaması, Aydın BŞB tarafından yapılıyor. Daha sonra ilçe belediyelerine gönderilen planlamanın 1/1000 ölçekli çalışması, ilçe belediyeleri tarafından yapılıyor. Tekrardan Aydın BŞB Meclisine gelen imar plan tadilatları, burada kabul ediliyor veya değişiklik için meclise sunuluyor.
İş bu nedenle Aydın'daki her imar vurgununda asli sorumlu, Özlem Çerçioğlu ve yapılanması olarak ortaya çıkıyor. Çerçioğlu yapılanmasına bağlı gruplardan icazet alınmadan, Aydın'da kimse çivi çakamıyor.
Aydın Şafak Gazetesi ve bazı medya organları, bu çatışmaları gündeme taşımıştı. MHP eski MYK Üyesi, İl eski Başkanı aynı zamanda Efeler Belediye Başkan Adayı Burak Pehlivan, Esnaf Odaları Eski Birlik Başkanı Hulusi Akşit'in cenaze töreni çıkışı dört kişi tarafından münakaşa ve görgü tanıklarının aktardıklarına göre darba uğramıştı.
Yapılan araştırmalarda çatışan her iki grubun da Özlem Çerçioğlu emrindeki gruplar olduğu bilgisine ulaşılmıştı. Bu gruplardan bir tanesi, Genel Sekreter Ertuğrul Yamen ile çalışan gruptu. Diğer grup ise Ozan Çavuşoğlu ile Burak Pehlivan'a bağlı isimlerden oluşuyordu.
İki grup arasında yaşanan çatışmalarda Ertuğrul Yamen'in kuzeni darba uğramış ardından Ozan Çavuşoğlu ve Burak Pehlivan ile hareket eden kişiler saldırıya maruz kalmıştı. Bu hakimiyet çatışması sırasında son olarak Burak Pehlivan'ın uğradığı belirtilen saldırıyı takiben Pehlivan sert bir açıklama yapmış, “Hiç bir MHP üyesine saldırı karşılıksız kalmayacak” demişti.
Bunun sonrasında Pehlivan'ın cami çıkışı darbında yer aldığı öne sürülen İ.T. isimli kişinin iş yerine silahlı saldırı gerçekleşmişti. Bu saldırıda İ. T. yaralanmış, olayın sorumlusu olarak 6 kişi gözaltına alınmıştı.
Bu olayın temel nedeni, yukarıda belirtilen ve çok sayıda olay yanında haberle kamuoyuna yansıyan hakimiyet ve rant savaşlarıydı. Çünkü imar rantlarını hangi grup götürürse Gazeteci Emin Aydın'ın yazısında vurguladığı gibi 15 payın 8’i Çerçioğlu ailesine, geri kalanı işi getirenler ve imzayı atanlar arasında bölüşülüyordu.
Aydın Şafak Gazetesi bu duruma dikkat çekmiş, geçmişte aralarında hiç bir husumet bulunmadığı halde Çerçioğlu yapılanması üzerinden büyük rantlara kavuşan bu yapılanmaların silahlı şekilde çatışmalarının, kentte kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit olduğunu vurgulamıştı.
Bu haberde görüldüğü gibi Çerçioğlu ve yapılanması eliyle MHP’li siyasetçilerin de adının karıştığı milyarlık vurgun iddialarında imar rantına konu yerin Aydın Yeni Şehir Hastanesi’ne yakın bir alan olduğu ve imar izninin 3 kattan 8 kata yükseltilerek milyarlık vurgun yapılacağı öne sürülüyordu. Sonrasında ise silahlı çatışmalara geçen zincirleme gelişmeler yaşanıyordu.
İşte kendisini her aklamak istediğinde daha çok bataklığa saplanan Çerçioğlu ve yapılanmasının nasıl çalıştığının ortaya konulduğu, Aydın Şafak Gazetesi araştırma dosyalarından bazı haberler;
https://www.aydinsafak.com/tek-kalemde-150-milyonluk-imar-vurgunu-7931 https://www.aydinsafak.com/rant-gruplari-catisti-burak-pehlivan-darp-edildi-7954
Özlem Çerçioğlu ve ailesinin kendi çıkarları adına giriştikleri ve on milyarlarca lira değerindeki imar vurgunu girişimi, yine Şehir Hastanesi yakınlarında yaşanmıştı. Devlet sadece Hasatane yöresi için yaklaşık bin dönüm alanı imara açmıştı. Çerçioğlu ailesine ait 700 dönüm alan imara açılmadığı için, Aydın BŞB tarafından hastane bölgesine ne yol ne diğer alt yapı hizmetleri götürülmemiş, bunlar yine devlet eliyle yapılmaya başlanmıştı.
İşte her daim karmaşıklığı ve tezatları bir türlü çözülemeyen AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş'ın, Özlem Çerçioğlu'nu on milyarlarca liralık imar vurgunuyla itham ettiği o haber;
https://www.aydin24haber.com/mustafa-savas-cercioglunun-rant-planini-desifre-etti-781768h.htm
Bunun yanında yine Aydın Şafak Gazetesi tarafından ortaya çıkarılan Didim'deki büyük imar vurgununda işin içinde olanlar Özlem Çerçioğlu ve yapılanmasıydı.
Çantacı şirket tarafından Milli Emlak Müdürlüğü’nden kiralanan alan üzerinde kanunlara aykırı şekilde imar çalışması yapılıp alan özel eğitim ve konut alanına çevrilmişti. Çantacı şirket hisselerini özel bir okul grubuna devrederek yasa dışı imar düzenlemesi yapılan alanda yaklaşık 500 milyonluk bir vurguna yol açılacaktı.
18. madde İmar değişikliği dönemin Didim Belediye Başkanı ve Özlem Çerçioğlu ile Mehmet Ağar'a en yakın isimlerden Ahmet Deniz Atabay ve Aydın BŞB’deki bağlantıları üzerinden gerçekleştirilmişti.
Aydın Şafak Gazetesi’nce vurgunun kamuoyuyla paylaşılması sonrası Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay inşaat izni vermemiş ve alan 3 yıl içinde yatırım yapılmadığı için Milli Emlak yani halka geri dönmüştü.
İşte Özlem Çerçioğlu ve Aydın BŞB nin de parmağının olduğu diğer bir imar vurgunun içeriğine ilişkin o haberlerimiz;
https://www.aydinsafak.com/didimde-yeni-bir-imar-vurgunu-daha-7910 https://www.aydinsafak.com/didimdeki-500-milyonluk-imar-vurgunu-onlendi-7932
ÇERÇOĞLU'NUN BARKA - BİLGİNAY DOSYASINDAN AKLANDIM ŞEKLİNDEKİ GERÇEK DIŞI BEYANI… EN BÜYÜK VURGUN AYDIN’DAYDI…
Kendisi hakkındaki Barka - Bilginay dosyasıyla ilgili iddialara yalan diyen Özlem Çerçioğlu'nun aslında kendisinin nasıl suçlara bulaştığını adeta itiraf ettiği dosya ise, Ekrem İmamoğlu ve pek çok CHP’li belediye başkanının suçlandığı, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü dosyasıydı.
İlk olarak Aydın'da gündeme getirilen ve suç duyurularıyla 2017 yılında gündeme taşınan bu büyük yolsuzluk, dosyadaki en büyük kapsamlı vurgundu. Günümüz rakamlarıyla dört milyar (Eski birimle dört katrilyonluk) dosyada ayı zamanda tanık olan Çerçioğlu'nun eski danışmanı Erkan Karaarslan, ilgili firmanın temsilcilerinin yanına geldiğini, ihalenin adrese teslim ve istenilen fiyata verilmesi karşılığı her ay Özlem Çerçioğlu'na iletilmek üzere o dönem aylık 250 bin lira teklif edildiğini ifadesinde belirtmişti. (Günümüz rakamlarıyla milyonlar)
Kendisinin reddettiği bu ihalenin kendisi hakkında yapılan Mersin Operasyonu sonrası gerçekleştirildiğini, hem de çok yüklü bir rakamla ilgili firmaya verildiğini, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanı ve Başmüfettiş Arif Yıldırım'a açıklamıştı.
Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde verilen bu raporda Özlem Çerçioğlu'nun açığa alınması ve dosyaların derinlemesine soruşturulması istenmişti. Operasyon olmamasına rağmen İçişleri Bakanlığı tarafından Çerçioğlu’nun yargılanması istenmişti.
Kulislerden edinilen bilgi ve iddialara göre Danıştay’a yapılan itiraz sonucu, Özlem Çerçioğlu'nun adı, şahsi çıkarlar karşılığı çıkartılmıştı. Aydın BŞB tarafından Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü'ne verilen adrese teslim ihaleler, bir forklift büyüklüğündeki süpürme aracının öz malı olma şartıyla gerçekleştiriliyordu.
İhale maddeleri arasına konan şartnamede bu temizlik aracının soldan direksiyonlu olması ve klimasının bulunmaması gibi absürt şartlar yer alıyordu. Türkiye'de bu araç sadece Barka - Bilginay firmasında olduğu için, adrese teslim ve normal şartların beş katı yükseklikte verilen ihaleler yoluyla elde edilen vurgun, yine halkın sırtına yükleniyordu.
Özlem Çerçioğlu'nun çıkar düzeni içerisinden adını çıkartmayı başardığı dosya aynı zamanda Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’nda beş yıldır raflardaydı.
İlgili Haber:
https://www.aydinsafak.com/aydin-cumhuriyet-bassavciligina-sorular-7571
Edinilen iddialara dayalı istihbarata göre, yine Valilik kanalıyla diğer dosyaların kapanmasında da etkili olduğu öne sürülen bir muhakkikten, çıkar karşılığı suç unsuruna rastlanmamıştır raporu alındı. Bu rapor esas tutularak dosya kapatılmaya çalışıldı.
Fakat yasalar uyarınca idari takibattan örgütlü suç kapsamına giren bu ihaleler, yeniden mercek altına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Beşiktaş Savcılığı tarafından Aydın'dan dosyayla ilgili bilgi istendi. Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, “Dava açtık” şeklinde verildiği öne sürülen gerçek dışı bilgi üzerine dosya kapsamında neredeyse tutuklanırken, sadece Aydın devre dışı kaldı.
Aydın Şafak Gazetesi bu süreçte yaptığı araştırmalarda Çerçioğlu cephesi tarafından, “Biz onu hallettik. Dosyada biz yokuz” söylemlerinin perde gerisini araştırırken ulaştığı bilgilerde Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen gerçek dışı dava açıldı bilgisinin peşine düşmüştü.
Olay ilerleyen süreçte Adalet Bakanı Yılmaz Tunç - AK Parti Genel Merkezi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dosya olarak ulaştırıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dosyaya el koyunca ifadeler alınmaya başladı. Bu ve diğer milyarlarca liralık asfalt dosyaları başta yolsuzluklar suçüstü olarak raflarda beklerken Özlem Çerçioğlu hemen parti değiştirmek için kendi operasyonunu başlattı.
İşte Barka - Bilginay Dosyası yani Aziz İhsan Aktaş Suç Örgütü dosyası dahil diğer on milyarlarca liralık vurgunu içeren ve Savcılık raflarında bekleyen dosyaların yer aldığı ve tüm ulusal ve de uluslar arası medyada kaynak olarak kullanılan Aydın Şafak Gazetesi’nin ilgili haberi… Dosyalar Savcılık kayıt numaraları ile birlikte tek tek yayınlanmıştır; https://www.aydinsafak.com/haber/ak-gelinin-ceyiz-sandigi-7957
MEHMET AĞAR HİMAYESİ
AK Parti'ye geçişi sırasında, “Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde” ifadesini kullanan Özlem Çerçioğlu'nun asıl İçişleri ve Adalet eski Bakanlarından Mehmet Ağar'ın himayesinde olduğu, hem halk arasında bilinen hem haberlere konu olmuş bir husustu.
Mehmet Ağar ile Özlem Çerçioğlu arasındaki yakın ilişki, Ağar'ın Yenipazar Cezaevi’nde yattığı dönemde oluşmuştu.
Bürokrat kökenli dönemin Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erdem tarafından kurulan yakın bağ sonucu Özlem Çerçioğlu, dönemin Aydın Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Küçükerol'a görev vermiş, Küçükerol tarafından Ağar'ın ailesine Aydın'da kalabilmeleri için ev tutulmasından diğer tüm ihtiyaçlarına kadar Çerçioğlu tarafından karşılanmıştı.
Mehmet Ağar ile uzun yıllar öncesi kurulan bu ilişki daha sonra iyice adeta aile bağlarına dönmüştü.
Çerçioğlu'nun Başmüfettiş Arif Yıldırım tarafından 5 yıl önce açığa alınmasını talep ettiği raporunun gereğinin Süleyman Soylu tarafından yapılmayışının arkasında, asıl başrol oyuncusunun Mehmet Ağar olduğu o günlerde siyasi kulislerde konuşuluyordu. Hatta Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar ve Korkut Eken'in Didim'de bir yatta, aynı zamanda Özlem Çerçioğlu'nun emir eri gibi hareket eden dönemin Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile toplantıları, Aydın Şafak Gazetesi tarafından haberleştirilmişti.
Atabay da tıpkı Özlem Çerçioğlu gibi çok sayıda gayri hukuki ve gayri ahlaki olaylara karışmasına hatta Kaymakamlık binasını basmasına rağmen özellikle korunmuştu.
Özlem Çerçioğlu'nun son dönemlerde algı üstünlüğünü kaybetmesi, sadece CHP tabanı değil halk tarafından gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla birlikte zaten panik dönemi başlamıştı. CHP’nin yeni tüzüğü gereği bir daha ancak ön seçimle aday olabilecek Özlem Çerçioğlu umudunu Kemal Kılıçdaroğlu'nun mutlak butlanla geri gelmesine bağlamıştı.
Diğer yandan CHP içindeki konumunu da koz olarak kullanmak adına ön seçim için parti teşkilatlarında hakimiyet sağlama çabasındaydı. Fakat CHP tabanı bilinçlenip buna fırsat vermeyince, aday dahi çıkaramamıştı.
Bunun yanında Savcılıkta bulunan çok sayıda on milyarlarca liralık yolsuzluk dosyası, kapattık dedikleri Barka - Bilginay dosyasından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın haberi olması ve ifadelerin alınmaya başlanmasıyla birlikte her taraftan sıkışan Özlem Çerçioğlu'nun, soluğu Mehmet Ağar'ın yanında aldığı kaydediliyor.
Derin kulislerden edinilen istihbarata dayalı bilgilere göre, Mehmet Ağar ile Bodrum Yalıkavak’da yatta buluştuğu öne sürülen Özlem Çerçioğlu, durumun vahametini Ağar’a iletti. Yıllardır gerçek hamisi olan Mehmet Ağar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile irtibata geçerek, kabulün yapılmasına aracı oldu.
Tüm bunlar yaşnırken AK Parti Genel Merkezi ve tabanı Özlem Çerçioğlu'na sıcak bakmadığından dolayı, bu kez MHP üzerinden gidilerek “AK Parti olmazsa MHP'ye geçerim” şeklinde siyasi şantaja baş vuruldu.
Aynı Özlem Çerçioğlu zaten yıllar boyu CHP'ye, “Beni aday göstermezseniz AK Parti'den aday olurum” şantajı yapmaktaydı. Aydın Şafak Gazetesi tarafından bu konu haberleştirilmiş, hiç bir yanıt gelmemişti. Hatta 15 Nisan 2025 tarihli Aydın Şafak Gazetesi'nde kaynak gösterilerek yer alan bir haberde, Özlem Çerçioğlu ile AK Parti arasındaki bağlar gözler önüne serilmişti.
https://www.aydinsafak.com/ozlem-cercioglu-ak-partiye-mi-geciyor-7691
Bu haberleri tekzip etmeyen Özlem Çerçioğlu, ilerleyen süreçte sadece süren davalar değil yolsuzluk dosyalarından da sıkışıp dosyalara yeni dosyalar eklenince ve AK Parti bunları öğrenip mesafe koymaya kalkışınca, Mehmet Ağar üzerinden transferini gerçekleştirmeyi başardı.
AĞAR'IN “CHP’DEKİ KONTROL ELEMANIYDI” İDDİASI
Aydın Şafak Gazetesi araştırmaları sırasında çok daha önemli bir planlama ve yapılanmaya ulaştı. Bu da CHP'nin Mehmet Ağar tarafından, Özlem Çerçioğlu eliyle kontrolü. Özlem Çerçioğlu Kılıçdaroğlu'nun divan başkanı yapacak kadar güvendiği ve sözünü dinlediği isimdi. Pek çok BŞB Başkanı dahil Genel Başkan Yardımcıları Özlem Çerçioğlu ile poz verip, Kılıçdaroğlu nazarında kendi konumlarını sağlamlaştırıyordu. Eğer Kılıçdaroğlu kalsa, Özlem Çerçioğlu'nun adeta siyasi derebey gibi Aydın'da tüm ilçe başkanlarını belirleyeceği, yine gazetemiz tarafından kamuouyla paylaşılmıştı.
Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği kongre öncesi Ekrem İmamoğlu- Özgür Özel ikilisine destek veren isimler Aydın’a geldiğinde çeşitli taciz ve baskılara maruz kalmışlardı.
Kongre sonrası yapılan ikinci olağanüstü kongrede yine Çerçioğlu ve yanında memur olduğu halde götürdüğü Aydın BŞB evrakta sahtecilik suçunu itiraf eden Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen ile Kılıçdaroğlu lehine çalışma yapma girişiminde bulunmuş, sert tepki nedeniyle başarılı olunamamıştı.
Yıllarca Sindirella rolünü oynayıp gerçek siyasi yaklaşımın Vampirella olduğu şeklindeki değerlendirmeler halkın ağzına düşünce halk desteğini kaybeden, davalar ve yeni açığa çıkan yolsuzluk dosyaları ardından iyice sıkışan Özlem Çerçioğlu'nun Mehmet Ağar tarafından deşifre olduğu ve iyice yıprandığı için AK Parti'ye geçirilip koruma altına alındığı, derin kulislerdeki başlıca gündem maddesini teşkil ediyor.
DİĞER KONTROL ELEMANI ŞENKAL ATASAGUN'A BAĞLI
CHP içindeki derin devlet olarak ifade edilen yapılardan birinin kontrol elemanı olarak, CHP Milletvekili Tuncay Özkan gösteriliyor. Tuncay Özkan'ın dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun eliyle teşkilat adına çalışmaya başladığı bilgisi, Gazetemiz Yazarı Metin Can tarafından hem YouTube programları hem yazılarında işlenmişti. Şu an Devlet Bahçeli'nin danışmanlığını yapan Atasagun dahil, yaklaşık bir buçuk yıl önceki bu istihbarata dayalı iddialara açıklık getirilmemişti.
Tuncay Özkan CHP’de Kılıçdaroğlu'nu Özlem Çerçioğlu ile yönlendirebilen iki önemli derin devlet bağlantılı isimlerden biri olarak değerlendiriliyordu. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı dayatmasında bu iki isim, çok önemli etken olmuştu. CHP çizgisinde olduğu belirtilen tüm medya, yine Tuncay Özkan tarafından kontrol ediliyordu.
Bunun yanında Tuncay Özkan hemen seçimler öncesi yaptığı meclis konuşmasında AK Parti sıralarına dönerek, “Aleviyim Ulan!.. Var mı diyeceğiniz” şeklinde çıkış yapmıştı. AK Parti sıralarından ise bu anlaşmalı tiyatroya cevap gelmemişti.
Özellikle deprem faciasının yaşandığı ve Selçuklu coğrafyasında nesilden nesile bilinç altlarında aktarılan yüzlerce yılık Sünni - Alevi fay hattı, Tuncay Özkan tarafından yeniden tetiklenmişti. Bu çıkış karşısında deprem faciasına rağmen bilinç altı kodlarıyla hareket eden kitleler, yine Cumhur İttifakı safında kalmışlardı.
EN ÇOK ZARARI AK PARTİ GÖRECEK
Tüm bunlar yaşanırken yaptığımız araştırmalarda bu transferin özellikle AK Parti açısından çok büyük bir stratejik hata olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Çünkü Özlem Çerçioğlu iktidar medyası tarafından yıllar boyu, “Yolsuzluk Kraliçesi” olarak tanımlanmış, tüm yolsuzlukları haberleştirilmiş ve yolsuzluk - usulsüzlük - gayri ahlakiliklerin vücut bulmuş hali olarak, Cumhur İttifakı bireylerinin bilinçlerine işlenmişti.
Durum bu iken Çerçioğlu’nun AK Parti'ye geçişi, küçük bir kısım çıkarcı çevre hariç, kabul görmedi. Aksine tepkiler doruğa ulaştı. Görüştüğümüz çok sayıda partinin çekirdek oy tabanını temsil eden ve kurulduğu günden bu yana AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oy veren ezici bir kitle, çok ağır ifadelerle durumu eleştirdiler. “Bir daha ne AK Parti ne Erdoğan'a oy moy yok” diyen kitleleri temsil eden çok sayıda vatandaşın, en az CHP’liler kadar travma yaşadıkları gerçekliğiyle, yakında AK Parti Genel Merkezi ve yerel yöneticilerin yüzleşmesi gerekecek.
Aydın'a yatırım yapmakla veya para aktarmakla öfkeleri dinmeyecek bu iki kesim ülke genelinde kıyaslama yapıldığında, iktidar cenahına en az üç puan civarında oy kaybına yol açması muhtemel görünüyor.
Öte yandan Ekrem İmamoğlu ve onca belediye başkanı aynı dosyalardan tutuklu iken dosyadaki en büyük yolsuzluk iddiasına muhatap Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti tarafından korunması yanında transferi, toplum genelinde operasyonların hukuki değil siyasi olduğu kanaatinin yerleşik hale gelmesine yol açacak.
Sonuç cümlesi olarak şimdiden tarihe not düşüyoruz;
AK Parti bu transfer ile ayağına değil kalbine vuruş yaptı...
İlginizi Çekebilir